Dışadüşen

Dışadüşen fikirler,analizler…

Tag Archives: evrim

Karalamalar : Diyalektik Materyalizm

DİYALEKTİK MATERYALİZM :

  • Felsefe tarihinin büyük tartışmaları, sonuç olarak başlıca iki felsefi akımın doğmasına yol açmıştır.: “idealizm ve materyalizm”.İdealizm daima ,egemen sınıfların,yani toplumsal iş bölümünde daha incelmiş, daha “temiz” işleri üstlenmiş olanların,aydınların,yönetici durumunda bulunanların ve egemen ideolojiyi temsile eden tarafların dünya görüşünü ve felsefesini temsil ederken,materyalizm, bu dünyayı emekleriyle değiştirdiklerini veher maddeye yeni bir biçim vererek onu yeniden ve yeniden yarattıklarını bilen çalışan insanların , kölelerin,kır yoksullarının ve işçilerin felsefesi olarak kendini göstermiştir.
  • Diyalektik materyalistler,dünyanın bütünlüğünü sağlayan şeyin,insanın tarihsel-toplumsal dönüştürücü emeği olduğu görüşündedirler.

DİYALEKTİK MATERYALİZMİN DOĞUŞU

  • Günümüzde diyalektik, doğa, toplum ve bilinç olayları karşısında, onları anlamak, üzerilerinde etkide bulunmak ve yönlendirmek için her birinin kendi hareketlerini bilmek, içerdikleri çelişmeleri bulup yakalamak ve birbiriyle olan bağlantısını bularak çözmek ya da yeniden bağlamak için kullandığımız yönteme verdiğimiz addır.
  • Olaylara tek yönlü, değişmez, hareket etmez bir halde bakmak alışkanlığı ve bunun bir sistem haline getirilmesinin pek çok biçimi vardır ve bu tarz düşünme biçimlerinin tümüne birden “metafizik düşünce” adı verilir.
  • Metafizik biçimde düşünen birisine,olaylar,o anda ne iseler,o durgun ve hareketsiz halleri içinde nasılsalar öyle görünürler.
  • Materyalizm, dünyanın temelinin madde olduğu ,maddenin öncesiz ve sonrasız olarak var olduğunu ve var olmak için maddenin kendisinden başka, kendisinin dışında herhangi güce ihtiyacı olmadığını savunan düşüncelerin tümüne birden verilen genel bir addır.
  • Feuerbach ise ,diyalektiği ihmal eden, karşılıklı bağıntılık ilkesini göz ardı eden tek yönlü bir düşünce sistemine sahip olmakla birlikte,insanın ve dünyanın maddi birliği konusunda önemli görüşlere sahipti.
  • Marx’ın idealizme karşı başlıca eleştirisi, saf düşüncenin dünyayı değiştirmeye yeteceğinin ileri sürülmesi noktasındaydı.İdealistle , teorik eleştirinin toplumdaki eşitsizlik ve adaletsizliği ortadan kaldırmaya yeteceği inancındaydılar. … Çünkü önemli ve gerekli olan ,insanların düşüncelerini değiştirmek değil , bütünüyle, insanların içinde yaşadıkları maddi varlık koşullarını değiştirmektir.
  • Marx : “…Benim içi ise , tersine ,fikir, maddi dünyanın insan aklında yansımasından ve düşünce biçimlerine dönüşmesinden başka bir şey değildir.”
  • Diyalektik materyalizm , doğada, toplumda ve düşüncede olup biten, devam eden bütün ilişkilerin, olayların ve nesnelerin genel hareket yasalarının bilimi olarak, “ evrensel iç bağıntıların bilimi” olarak doğdu ve karmaşık, düzensiz hareketsiz gibi görünen dünyanın bağıntılı bir bütün halinde , çelişmelerin çatışması ve çözülmesi ile gelişen , hareket eden bir dünya olarak kavranmasını sağladı.

NİCELİĞİN NİTELİĞE,NİTELİĞİN NİCELİĞE DÖNÜŞME YASASI

  • Metafizik düşüncede, doğada ya da toplumda devrimci tarzda dönüşümlerin olabileceği kabul edilmez.Her şey yavaş yavaş ve kim bilir ne zaman gerçekleşecek!
  • Kapitalizmin bünyesinde meydana gelen nicelik değişiklikleri, onun niteliksel olarak dönüşebilmesinin koşullarını da yaratıyor.
  • Çelişmeleri yeterince olgunlaşmamış, birikimi ve büyümesi son sınırına varmamış hiçbir gelişme, yani niceliği yeterince ve gerektiği kadar artmamış hiçbir olay,nitelikçe sıçramaya uğrayamaz.

EVRİM VE DEVRİM

  • Nicelik birikimlerinin ağır ağır ve zaman içerisinde gerçekleşmesi yoluyla meydana gelen değişikliklere, diyalektik dilde “evrim” denir.Değişmenin birdenbire ve nitelikçe meydana gelmesine ise “devrim” denir.
  • Diyalektik, hareket içinde, hem nicelik değişimlerinin hem de nitelik sıçramalarının birbirlerini tamamlayarak gerçekleştiğini keşfetmiştir.
  • …görülür ki, her evrimci gelişmenin içinde , bu gelişmeyi sürekli güçlü ve ilerletici kılan devrimci sıçrama alanları vardır.
  • Evrimci birikim denilen şey, niteliği hiç değişmeyen birimlerin sayıca artışı demek değildir. Aksine , niteliği farklılaşan birimlerin niceliğinin, toplam niteliğin değişmesine elverecek ölçüde artması demektir.

KARŞITLARIN BİRLİĞİ VE MÜCADELESİ

  • Sınıf mücadelesi, toplumun devrimci tarzda dönüşmesinin ve nitelik sıçramasına uğramasının esas sebebidir ve esas kaynağıdır.
  • Diyalektik , gelişmenin ve ilerlemenin kaynağında nesnelerin, olayların ve düşüncelerin içindeki çelişmenin belirleyici bir rol oynadığını keşfetmiş ve böylece, metafizik düşünce sistemlerinin farklı olarak olayların ve nesnelerin kendi hallerinde çatışmasız bir biçimde değil, içlerinde taşıdıkları çelişmenin ve dışlarında kendilerine karşı duran, onlarla çatışan başka çelişmelerin ve dışlarında kendilerine karşı duran, onlarla çatışan başka çelişmelerin çatışarak ve “savaşarak” etkili olduğu bir süreçte değiştiğini ve dönüştüğünü göstermiştir.
  • Bugün ücretler, sigorta primleri, fabrikada iş koşullarının düzeltilmesi , daha çok sosyal hak, daha çok iş güvencesi gibi taleplerle kendisini gösteren bu mücadelenin , özünde emekle sermaye arasındaki uzlaştırılamaz, bastırılamaz çelişmenin bir belirtisi olduğunu bilir.
  • Farz edelim ki ;bu düzen her işçiye bir ev, bütün çocuklara okuma imkanı ve herkese sağlıklı yaşama koşulu sağladı: O durumda bile , bütün bu sağlanan imkanlar işçi sınıfının emeğinin sömürülmesine dayanmayacak mı? Harcanan her kuruş işçilerin sırtından çıkarılan artı-değerin bir kısmı olmayacak mı? Şu halde, kapitalist toplumun varolmaya devam ettiği koşullarda, yani işçilerin artı değer sömürüsünden kurtulmadıkları bütün koşullar altında, yaşama seviyesi ne kadar yüksek olursa olsun , işsizlik tehlikesi ne kadar gerilemiş bulunursa bulunsun, kavganın , sınıf mücadelesinin kaynağı kurutulmuş olamaz.

ANTAGONİST VE ANTAGONİST OLMAYAN ÇELİŞMELER

  • Uzlaşmaz çelişmelere, bilim dilinde “antagonist çelişme” denir. Antagonist yani uzlaştırılamaz çelişmeler, ancak çatışma yoluyla ve her kutuptan birinin ortadan kaldırılmasıyla çözülebilinecek türden çelişmelerdir.
  • Siyasi mücadelede, artı-değer sömürüsü üzerine kurulmuş toplumsal yapının ana sınıfları arasındaki çelişmenin “ antagonist” olduğunu tespit etmek çok önemlidir.Çünkü, bu gerçeğin inkarı, reformcu görüşlerin gelişmesine yol açar.

OBJEKTİF VE SUBJEKTİF

  • Karşılıklı mücadele eden ve birbirlerine karşı hareket eden çelişik kuvvetlerin hiçbiri , eğer isteklerini gerçekleştirmek için elverişli nesnel-maddi imkanlar bulamıyorlarsa, yani bilimin diliyle söyleyecek olursak, “objektif koşullar” uygun değilse , kendi hedefine ulaşamazlar.
  • Fakat devrimci için ,yalnızca objektif koşulların olgunlaşmış olması yetmez.Bunun dışında, fakat buna sıkıca bağlı olarak, devrim için gerekli “subjektif koşulların da yeterince gelişmiş olması gerekmektedir. Sübjektif yani öznel koşul denilen şey, işçi sınıfının ve devrimden çıkarı olan emekçi halk sınıf ve tabakalarının bilinç ve örgütlenme düzeyidir.

ÖZGÜRLÜK VE ZORUNLULUK

  • Sınıflı toplumda insan zorunlulukların kölesi durumundadır ve doğa üzerindeki hayvanın doğaya tutsaklığı ile onun toplumsal yasalara tutsaklığı arasında esas bakımında bir fark yoktur.

ZAMAN, MEKAN VE HAREKET

  • Evrende var olan her şey, daima onu çevreleyen bir mekan içerisinde var olur.Bir başka açıdan bakıldığında ise , madde , var olduğu her yeri bir mekana çevirir.Maddesiz bir mekan , ya da mekansız bir madde bulunamaz.
  • Bir toplumun içinde yaşadığı üretim biçimi , onun zamanını, diğer ülkelerle olan ilişkisi, diğer üretim biçimleriyle olan uzaklığı ya da yakınlığı, politik konumu, coğrafi yeri onun mekanını belirler.Bir toplumun hareket özellikleri denilince, çok daha karmaşık, çok daha kapsamlı bir analiz gerekir.

İMKAN VE GERÇEKLİK

  • İnsanlar, gerçek ihtiyaçlarını ancak, yaşadıkları toplumun kendilerine dayattığı ve “zorunlu” imiş gibi gösterilen ihtiyaçlarla karşılaştırdıkları zaman (mesela, hiçbir gerçek ihtiyaca cevap vermediği halde, pahalı makyaj malzemeleri alamadığı zaman, ama kapitalizmin kültürü bunun kullanılmasının zorunlu ve gerçek bir ihtiyaç olduğunu ona dayatmış bulunduğundan) ihtiyaçların sonsuzluğuna ve kaynakların kıtlığına inanır.

Öneri Kitaplar:

Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu

Alman İdeolojisi

Anti-Dühring

Doğanın Diyalektiği

Felsefe Defterleri- Lenin

Materyalizm ve Ampriokritisizm